ÇALIŞMA HAYATINDA KARŞILAŞILAN HASTALIKLAR

Çalışma hayatında performansı etkileyen unsurların başında sağlık geliyor. Peki, sağlığın bozulması mı iş hayatını etkiliyor? Yoksa iş hayatı mı sağlığı bozuyor?

‘İş Dünyasının Sağlığı’ araştırmasına göre her 10 çalışandan 4’ü sürekli yorgun, 6’sı bel ağrısı çekiyor ve yarıdan fazlası geçtiğimiz 6 ay içinde doktora gitmiş.

Çalışanların yüzde 51,2’si ise en çok ‘iş yükü’ nedeniyle strese giriyor. İş yükünü; yüzde 41,3 ile iş hayatında yaşanan iletişim zorluğu, yüzde 32,9 ile iş-özel hayat dengesi ve yüzde 32,2 ile mali zorluklar izliyor.

Stres, çalışanların zaman içinde fiziksel ve ruhsal sağlığını yitirmesine neden oluyor. Çalışan 10 kişiden 6’sı bel, boyun ve eklem ağrısı çekiyor. Kadınlar, erkeklere göre daha yüksek oranda bu ağrılardan şikâyet ediyor.

Araştırmalara göre, çalışanların yüzde 38,2’si ‘sürekli yorgunluk’ çektiğini söylerken, yüzde 36’sı ‘moral bozukluğu ve sinirlilik halinden’, yüzde 33,9’u baş dönmesi/baş ağrısından, yüzde 31,8’i stres kaynaklı mide ve sindirim sistemi rahatsızlıklarından şikâyet ediyor.

Moral bozukluğu ve sinirlilik hali yine kadınlarda erkeklere oranla daha yüksek. HumanGroup Genel Müdürü Gaye Özcan, Avrupa standartlarıyla karşılaştırıldığında bu rakamın çok yüksek olduğunu söylüyor.

Araştırmaya katılan çalışanların yarıdan fazlası (yüzde 51) sağlık sorunları nedeniyle son 6 ay içinde doktora gittiğini söylüyor. Ancak sağlık sorunları nedeniyle izin alanların oranı son derece düşük (yüzde 34). Üst düzey yöneticiler, yönetici ve uzmanlara oranla hastalık durumunda daha düşük oranda izin alıyor.

10 kişiden 6’sı ilaç kullanıyor

Katılımcılara, fiziksel ve ruhsal sorunları için ilaç alıp almadıkları sorulduğunda yaklaşık yüzde 60’ı sürekli ya da sorun yaşadıkça ilaç kullandığını söylüyor. Kadınlarda erkeklere oranla ilaç alma eğilimi daha yüksek. Stres azaltmak için anti-depresan kullananların oranı düşük (yüzde 4,2) gibi görünse de, Özcan bu durumu anti-depresanların sürekli değil, zaman zaman kullanılıyor olmasına bağlıyor.

Araştırmaya katılanlar, çevrelerindeki insanların yüzde 50’sinin sağlığından sürekli şikâyetçi olduğunu belirtiyor. Araştırma, çalışanların büyük bölümünün “fiziksel ve ruhsal sağlıklarını” iyileştirmek için çaba gösterdiğini de ortaya koyuyor. Her 10 katılımcıdan 4’ü, ‘önceliklerini doğru belirlemeye ve eve iş götürmemeye çalıştığını’ söylüyor.

Gaye Özcan, şirketlerde bireysel çabalardan çok kurumsal çabalara ihtiyaç duyulduğunu söylüyor ve ekliyor: “Şirketler yan haklarla ilgili uygulamalara çalışanların ruhsal ve fiziksel sağlığına dönük, spor merkezi üyeliği, terapist, hobilere dönük teşvikler gibi kalemler eklemeli. Çalışanların sağlığı ile ilgilenmeyen şirketlerin, onlardan yüksek verim ve bağlılık beklemesi çok gerçekçi değil.”